Hepimizin tatile çıkarken maksadı yaşadığımız ortamın havasından biraz uzaklaşarak şöyle bir kafayı toplamak, üzerimizdeki negatif enerjiyi atarak pozitif enerji depolamaktır. Ancak tatil için gittiğimiz kalabalık sahillerde, yüksek sesli müzik eğlencelerinde, su parklarında dinlendiğimizi zannederken daha fazla strese giriyor ve açık büfelerde aldığımız kalorilerin hesabını yapmadan sağlıksız besleniyoruz. Tatilden döndükten sonrada tatil yaramış, kilo bile almışsın diyenlere hafif bir tebessüm ediyoruz. Oysa ruhumuzun hala yorgun, kafamızın hala dolu olduğunun farkındayız.
Ege’nin Germiyan, Çiftlikköy, Salman, Kirazlı, Birgi ve Kapıkırı köylerindeki köy konsepti tatil olanağı ile arzuladığımız sakin tatili yapabileceğimiz gibi doğal ev yemekleri ile daha sağlıklı beslenebiliriz.
Teknolojiden Uzak Bir Tatil İçin Salman Köyü
İzmir’in Karaburun ilçesindeki Salman Köyü, uzun senelerden beri unutulmuş, hatta terk edilmişti. Ancak köy konseptli turizm anlayışı ile tekrar canlanan Salman Köyü, internetten ve telefondan uzak kalarak tatillerini sakin bir ortamda geçirmek isteyenlerin yeni gözdesi.
Tatillerini Salman köyünde geçirenler, bir köylü gibi doğal malzemelerden yemeklerini hazırlıyorlar, bahçe işleriyle meşgul oluyorlar, keçi sağıyorlar. İnternet ve telefondan tamamen uzak doğayla iç içe bir yaşamın keyfini sürüyorlar. Salman köyünde iki kişinin gecelik konaklama maliyeti ise sadece 500 lira.
İşte Ege’nin Muhteşem Köyleri ve Özellikleri
Çeşme sınırları içerisindeki Çiftlikköy, geleneksel taş evleriyle tanınmaktadır. Geleneksel taş evleriyle olduğu kadar tarihi yapısı, balık restoranları ve yöresel lezzetleriyle de turistlerin yoğun ilgisini üstüne çekmektedir.
Çeşme’nin Yörük kültürünün izlerini taşıyan Germiyan köyü de köylü konsepti ile turizmin gözde merkezlerinden biri haline geldi. Ayrıca köy halkından Nuran Erden’in duvarlara çizdiği resimlere turistlerin ilgisi büyük. Tatil rotanızı Germiyan köyüne çevirdiyseniz ekşi maya ekmeğini ve ot yemeklerini tatmadan dönmeyin. Germiyan köyünün apayrı bir özelliği daha var. Köydeki kadınların öncülük ettiği bir topluluğun gerçekleştirdiği girişimler sayesinde Germiyan, ‘Yavaş Gıda’ hareketine katılım sağlayan ilk köy unvanını elde etti.
Anadolu’nun sıcaklığına hasret kalanlar, Ödemiş ilçesindeki Birgi köyünde bu hasretlerini doyasıya giderebilirler. Bozdağ’ın yamaçlarında yer alan Birgi köyünde butik otele dönüştürülen tarihi konaklar, Anadolu’nun sıcaklığını bire bir yansıtıyor.
Özgün taş mimarisi tutkunları ve leziz bir dibek kahvesi içmek isteyenlerin yeni gözdesi ise Foça ilçesindeki Kozbeyli köyüdür.
Kuşadası’ndaki Kirazlı köyü ise lezzetli yöresel yemekleriyle olduğu kadar doğal güzellikleri, organik tarımı ve endemik bitki türleriyle de turistlerin ilgisini çekmektedir.
Muğla’ya bağlı Milas ilçesi, Bafa Gölü’nün kıyısında yer alan Heraklia Antik Kenti ile iç içedir. Fotoğrafçıların vazgeçilmez mekanları arasında yer alan Kapıkırı köyü de Milas ilçe sınırları içerisindedir. Köyde pansiyon hizmeti veren 5 – 6 ev ise konukları ağırlıyor.
Pansiyonculuğun hızla geliştiği Bodrum sınırındaki Kıyıkışlacık köyü, Lasos Antik Kenti ile iç içedir. Köye gelen turistlerin ilgisini en fazla mavi yengeç ve levrek çekmektedir.
Alaçatı ve Şirince’yi Tanımayan Yok
Çeşme ilçe sınırlarındaki Alaçatı, bir zamanlar hayvan damı olan taş yapıların restore edilerek butik otele dönüştürülmesiyle gözde turizm merkezlerinden biri oldu.
Şunu da söylemekte fayda var ki Alaçatı’da konaklayarak geçirilecek bir tatil, 5 yıldızlı otelden daha maliyetli olursa hiç şaşırmayın. Yine de kurabiyesi, festivalleri, rüzgarı ve yel değirmenleriyle Alaçatı’da tatilin tadı bir başka oluyor.
İzmir’in bilinen köylerinden Şirince’ye, Efes Antik Kenti ve Kuşadası’na yakın olmasından dolayı yabancı turistler yoğun ilgi göstermektedir.
Şirince’yi dünyada meşhur yapan olay ise Maya takvimine göre 2012 yılında kopacak olan kıyamette dünyada felakete uğramayacak iki yerleşim yerinden biri olacağına dair kehanettir. Bu kehanetin ulusal ve uluslararası basında yüksek ses getirmesi ise Şirince için milyar dolarlık reklamlarla dahi yapılamayacak bir tanıtım demekti. Şirince’de bağcılık, zeytinyağı ve ekmek oldukça meşhurdur.
Hedefimiz Köy Hayatı Yaşatabilmek
Uzun yıllar başkanlık görevinde bulunduğu Türkiye Küçük Oteller Derneği’nin şu anda danışmanlığını yapan ve Salman köyünde köy konsept içerikli köy otel kurarak işleten Mehmet Çelik, “Tek maksadımız insanlara köy hayatı yaşatabilmektir.
Lüks ve ihtişamıyla insanların gözlerini büyüleyen otellerin hepsi, birbirlerine benzer özellikler taşımaktadır. Otellerin duygu eksikliğinin olması ise göz ardı edilemez. Büyük otellerin yanı sıra küçük otellerinde moda haline gelmesi tüm evleri otele, pansiyonları ise butik otele dönüştürüverdi. Bundan sadece 15 yıl evvel Alaçatı bir köydü ve benim tek isteğim ise köye gitmekti. Şu anda Alaçatı’da binlerce otel var ama bizler, her şeye rağmen köye gitmeyi arzuluyoruz.” şeklinde konuştu.
Doğal Yaşam İçin Avantajlı
Köy konseptli bir tatil tercih etmenin doğal beslenme, temiz hava ve toprakla uğraşma gibi çok önemli avantajlar içerdiğini söyleyen Mehmet Çelik, “Doğal bir yaşam, doğal bir ortam ve gerçek anlamda bir köy hayatı için köy konseptli bir tatil tercih edilmelidir. İnsana, tatil köyü gibi suni bir köy atmosferindense gerçek bir köy atmosferi yaşatıyor. Bu öylesine dopdolu bir köy yaşamı ki keçide sağabilecekler, bahçede de çalışabilecekler, dağdan gelen suyu da içebilecekler, köylü insanlarla muhabbet de edebilecekler. Yaşamlarını plazalara sıkıştıran ve birbirlerine selam dahi vermeyen insanlar, sevgiden ve duygudan uzak yaşıyorlar. Bizler ise insanları, sevgi ve duygu dolu bir ortama davet ediyoruz.
Bizim hitap ettiğimiz kesim, doğaya ve spora aşık, entelektüel insanlardır. Beş yıldızlı otellerden sıkılan, tatmin olmayan ve farklı tatil konsepti arayan herkesi, köy konseptli tatile davet ediyoruz. Bana göre mutluluğun sırrı basit yaşamda saklıdır. Bunu da köy konseptli turizmde rahatlıkla bulacaksınız.